Ispanya'ya geleli dort ay oldu bile... Zamanin ne kadar hizli gectigini fark etmiyor insan; zira ilk geldigim gunu dun gibi hatirliyorum. Bloga yazmayali da hayli vakit oldugunu farkedince birseyler yazayim dedim.
Genel olarak kisa bir ozet gecmek gerekirse: gidisattan memnunum... Ispanyolca ogrendim, yeni is deneyimleri kazandim, yemek yapmayi ogrendim, vs... Yabanci bir ulkede calisirsaniz ve evde yemek hazirlayacak bir anneniz olmazsa basiniza gelecek seyler kisacasi :)
Yaptigim is genel olarak genclerle aktiviteler yapmak. Farkli yaslarda gruplarla calisiyoruz ve buyukler icin aktiviteler yapiyoruz. Buyuk dediklerim 15-16 yaslarinda olanlar... Kucukler icin de buyukleri aktiviteler yapmaya motive ediyoruz. Iki gun de spor yapiyoruz genclerle: basketbol ve futbol oynuyoruz. Asagi yukari bu sekilde geciyor gunlerim is konusunda. Fiestalar ayri tabi :)
Genclerle konusurken Ispanyolca biraz zorlasa da, cok hizli kousuyorlar cunku, yine de anlasiyoruz :) onun disinda is arkadaslarimla anlasmakta pek bir sorun yasamiyorum oncesine nazaran. Dil konusunun kotu tarafi hic Ingilizce konusmuyor olmam, zira Ispanyolca ogrenecegim derken Ingilizce patladi :) Turkiye'deyken daha cok Ingilizce konusuyordum desem yeridir.
Ispanya'ya gelince, kulturleri bizimkinden farkli olsa da Akdeniz insanlari sonucta. Ben de Izmir'de yetismis biri olarak ortak noktalar goruyorum ama yine de bizim kulturumuzu, bizim geleneklerimizi, yasam tarzimizi degismem hicbir seye... Insanlarin gozunde Avrupa, Amerika, vs. pek bir matah gozukse de insanin kendi ulkesinde olmasi her zaman daha iyi diye dusunuyorum ki eskiden boyle dusunmezdim. Tamam; is olanaklari, egitim seviyesi, saglik hizmetleri gibi konularda dunyanin bircok ulkesinden, Turkiye de dahil, daha iyi Avrupa ulkelerinin bazilari ama bu demek degil ki burada yasam daha iyi... Bilmiyorum, mesela bircok gocmen goruyorum burada ama genelde Pakistan, Hindistan, Fas, Cin gibi ulkelerden gelmisler, ki kendi ulkelerindeki durumlar buradakilere gore cok daha kotu, bu yuzden pek yadirgamiyorum. Ama Turkiye'den buraya goc etmek, en azindan Ispanya'ya, pek fark yaratmaz diye dusunuyorum. En azindan simdilik boyle dusuncelerim :)
Aralik ayinda Paris'e 3 gunluk bir seyahat yaptim. Tabi ki RyanAir'la :) Paris'i sehir olarak Barcelona'ya oranla daha cok begendim. Ozellikle tarihi yapisi cok hosuma gitti. Ama Ispanya insanini tercih ederim, ne de olsa Akdeniz insani :) Paris'ten donuste de ucagi kaciriyordum neredeyse: ucusum 10.30'daydi, havaalanina 10.20'de gittim :) Neyse ki binebildim... Bu olayi saymazsak guzel bir 3 gun oldu benim icin... Bu yaz Istanbul'daki Dunya 5. Genclik Kongresi'nde tanistigim Fransiz arkadaslarimda kaldim ve 3 gun boyunca beni gezdirdiler sagolsunlar. Hemen hemen her yere gittim Paris'te. Hava cok soguktu ama olsun... Eiffel Kulesi'ne ciktim. Mona Lisa'yi gordum Louvre'a gidip... Da Vinci Sifresi kitabindaki Gul Cizgisi'nin gectigi kiliseye gittim: Saint-Sulpice Kilisesi. Gul Cizgisini gordum ve kilisenin koydugu yaziyi: "Bu ciziginin cok satan unlu bir romanda bahsi gecen Gul Cizgisi adli cizgiyle hicbir ilgisi yoktur." Boyle bir yazi koymus kilise :)
Kisacasi cok sey ogrendigim ve yeni deneyimler edindigim bir dort ay oldu. Umarim geri kalan 6 ayim da bu sekilde gecer.
5 Şubat 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)